dolanmaca, belgelemece, ifşa etmece!

bıdı bıdı bıdı....

9 Mart 2010 Salı

bir de Han Tümertekin bizi Foucault ve Derrida'dan daha çok mutlu edermiş, aklınızda bulunsun...



*Nevzat Sayın evidea projesini tasarlarken Karl Marx Hof'tan esinlemniş...ah Kızıl Viyana ah, tarih nelere kadir görüyor musun?

*Han Tümertekin bizimle çok değerli bir anektod paylaştı...
işveren: ya elimizde 8 tane 4+1 kaldı, ama 2+1 ler acayip talep gördü, bunları hemen 2+1 e çevirsek...
h.t: olur, ne zamana?
işveren: işte saat 11, öğleden sonra falan yollarsınız?
saat 13.00
h.t: tamam, gönderdik..
saat 17.00
iş veren: hepsi satıldı!!
ve han tümertekin bu deneyimi tasarımsal açıdan çok provake edici bulmuş, ben de çok provake edici buldum, siz??

*aynı Han Tümertekin' e göre piyasa baskısı ile arazi eğimi aynı şeymiş, tasarım girdisi canııım...

*hele Boran Ekinci! dünyaya Boran Ekinci gelmek lazımmış! " hayatın gerçekleri canıııım, siz de amma abarttınız" diyerek ve aralıksız -farkında bile olduğunu sanmadığım- "dünyanın acınacak haline" sırıtarak "ben de kapalı sitede oturuyorum canııım, ne var" diyerek çıkmış işin içinden! ohh vallahi dünya sana güzel sevgili Ekinci!

*Han Tümertekin lavabo aynasından yansıttığı bir manzara parçasıyla o evde yaşayan adamı öyle bir mutlu edermiş ki o adamın o gün toplum için neler yapabileceğini hayal bile edemezmiş! hmmm...kendisinin tasarladığı sitelerde oturduğunu zikrettiği CEO ların topluma faydalarını ben de hayal edemedim doğrusu, katılıyorum sayın Tümertekin!

*sonra bitmemiş mutluluk tacirliği...Ekinci patlatmış bombaları..sürdürülebilirlik?? demiş, muhtemelen 10-20 yıl sonra çöküntü bölgesi olacak, dinamitlenecek belki bunlar, ama beni bugün ilgilendirir, şuan orada yaşayanlar mutlu..demiş!!

*bir de Han Tümertekin bizi Foucault ve Derrida'dan daha çok mutlu edermiş, aklınızda bulunsun...

sizi bilmem de ben bir tuhaf oldum...orman dediler tık yok..su dediler tık yok..mimarın sosyal rolü...tık yok..biraz biraz nevzat sayın duruma ayıktı da diğerleri gönüllü bir uykuda! ortadaki durum şuydu, bu mimarlar ucu bucağı belirsi bu gidişatta sermayeyle danışıklı dövüşte tasarımsal deneyler peşndeyken hiç umurlarında değilmiş kentin tükenen kaynakları, örülen duvarlar...hatta Ekinci dikenli tel mevzusunu baya mantıklı buluyormuş...ve bunu söylerken öyle güler yüzlüydü ki!! neyse işte...beni bir keder sardı ve bir kızgınlık! bu mudur dedim, bu mudur??

mimarlık mimarlık dediğin neydi ki? ben bilemedim bilen var mı??

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder