dolanmaca, belgelemece, ifşa etmece!

bıdı bıdı bıdı....

17 Ocak 2010 Pazar

şemsiye kent, nasıl olsa ki???


bir de şemsiye hikayesi var tabi...şemsiye ve mülkiyeti düşündüm dün bir de...ne günmüş yahu!! ama işte istanbul sokakları..insana düşündürüyor ne yaparsın...üsküdara gideriken aldı da bir yağmur...hem de nasıl-gerçi istanbulun heeep bahsettiğim yere paralel yağmurundan olmamasına sevinmek gerek- üsküdardan beşiktaşa gidilecek ama motor yok!! hayret, hep olan şey...yağmur yağmur...insanların da şemsiyeleri var tabi, ama ben!! istanbulda her yağmur bana ahmak ıslatan! bu mevsimde istanbulda şemsiyen yoksa alanen "ahmak" olarak tanımlanabilirsin tabi...eee ama ne gerek var şemsiyeye???

şemsiyenin altı özel mülk mü??? mesela üsküdar iskelesinde bir amcanın şemsiyesinin altına giriverdim...yanlış mı yaptım?? o an çok ihtiyacım vardı düşünmedim ama sonra durdum ve sordum...şemsiyenin altı kamusal alan mı??özel mülk mü??? ya özel mülkse?? bunu düşünmek çok eğlenceli geldi sonra...şehirde gezen iki-üç metrekarelik özel mülkler...daimi değişen sınırlar..bir de renkli renkli...çok komik geldi, ve sevimli...baya eğlendim sonra, o heyecanla beşiktaşta yemeğimi yerken bir heyecan makale bile okudum!!!

ama istanbul bu insana ne yapacağı belli olmaz...kumpire 8 portakal suyuna 6 tl verince gitti beynimin şirin,renkli şemsiyeleri ve dökülüverdi kaynar sular kafama!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder